-
1 рукописный
el yazması, yazmaрукопи́сный текст — el yazması metin
рукопи́сный журна́л — yazma dergi
рукопи́сный отде́л (библиотеки) — el yazmaları bölümü
-
2 автограф
imza* * *1) imzaдать авто́граф кому-л. — imza vermek
собира́ть авто́графы — imza toplamak
кни́га с авто́графом — imzalı kitap
2) ( рукопись) yazarın el yazması -
3 ликвидировать
tasfiye etmek,ortadan kaldırmak,yok etmek* * *несов., сов.tasfiye etmek; (ortadan) kaldırmak; yok etmekликвиди́ровать задо́лженность — borcunu kapatmak
ликвиди́ровать негра́мотность — okuyup yazması olmamaya son vermek
-
4 малограмотный
az okumuş; okuması yazması kıt -
5 манускрипт
мel yazması; manüskri -
6 неграмотный
okuma yazması olmayan* * *1) тж. → сущ., м okuma-yazma bilmeyen; okur-yazar olmayan; alfabesizполови́на населе́ния была́ негра́мотна — nüfusun yarısı okuma-yazma bilmiyordu
2) перен. ( неосведомлённый) bilgisiz; cahil3) ( неграмотно написанный) hata (yanlış) dolu; düşük -
7 писанный
( рукописный) el yazması••пи́саная краса́вица — tasvir gibi kız / kadın
говори́ть как по пи́саному — kitap gibi konuşmak
-
8 рукопись
ж, врздревнеру́сские ру́кописи — eski Rus el yazmaları
ру́кописи не возвраща́ются (объявление в журнале) — gönderilen yazılar geri verilmez
-
9 сильный
1) врз kuvvetli, güçlü; zorluси́льный челове́к — kuvvetli adam
си́льные ру́ки — güçlü / kuvvetli kollar
си́льный уда́р — kuvvetli darbe
си́льный ого́нь — воен. kuvvetli / zorlu ateş
вари́ть на си́льном огне́ — harlı ateşte pişirmek
си́льная а́рмия — kuvvetli bir ordu
си́льное госуда́рство — güçlü / kudretli bir devlet
си́льная конкуре́нция — kuvvetli rekabet
си́льный сопе́рник — спорт. çetin rakip
си́льные до́воды — güçlü / kuvvetli kanıtlar
си́льная во́ля — güçlü / kuvvetli irade
си́льный писа́тель — güçlü / kudretli bir yazar
у него́ си́льное перо́ — kuvvetli kalemi var
он силён в фи́зике — разг. fizikten kuvvetlidir
в письме́ он не о́чень силён — yazması pek kuvvetli değildir
си́льный мото́р — güçlü motor
2) şiddetli; zorlu, kuvvetliси́льный ве́тер — kuvvetli rüzgar
о́чень си́льный ве́тер — şiddetli rüzgar
си́льная боль — şiddetli ağrı
си́льный дождь — zorlu bir yağmur
си́льный тума́н — yoğun sis
си́льный снегопа́д — yoğun kar yağışı
си́льный го́лос — güçlü / küvvetli ses
си́льный яд — kuvvetli bir zehir
си́льное жела́ние — şiddetli bir istek arzu
произвести́ си́льное впечатле́ние — çok büyük bir izlenim bırakmak
••си́льная сторона́ рома́на — romanın güçlü yanı
-
10 рукопись
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > рукопись
См. также в других словарях:
el yazması — is. El ile yazılan kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıtraten — zf., esk., Ar. fiṭraten Yaradılıştan Okuyup yazması da ötekilerden fazla, fıtraten de müsait. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ketebe kaydı — is. El yazması kitaplarda yazarın adını verdiği yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
metin — 1. sf., Ar. metīn Acılar karşısında dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanıklı, metanetli Geçimi yolunda, maddeten ve manen metin bir ailedir. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller metin olmak 2. is., tni, Ar. metn 1) Bir yazıyı biçim … Çağatay Osmanlı Sözlük
okuma — is. Okumak işi, kıraat Okuması vardı, yazması azdı. B. Felek Birleşik Sözler okuma bayramı okuma kitabı okuma saati okuma vakti okuma yazma okuma yitimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
okuryazar — sf. Okuması yazması olan, öğrenim görmüş (kimse) Şimdi Diyarbakır ın okuryazar gençlerinin hepsi beni tanıyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümmi — sf., esk., Ar. ummī Okuyup yazması olmayan Ha onun elinde yün ha ümmi adamın elinde gazete! H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazma — 1. is. 1) Yazmak işi, tahrir 2) Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap 3) hlk. Kaba kulak hastalığı Birleşik Sözler yazma eser yazma yitimi okuma yazma el yazması 2. is. 1) Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazının cahili olmak — okuma yazması olmamak, bilgisiz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
AVAM — Halktan ilmi irfanı kıt olan kimse. Okuyup yazması az olan. Fakirler sınıfından. * Tas : Hakikata tam erememiş, tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan. * Halkın ekseriyeti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük